Yazılımın birimi nedir? Diye bir soru sorsam cevabını vermek için belki dakikalarca düşünmemiz gerekebilir. Byte mi?, MegaByte Mi?, GigaByte Mi? Gibi gibi gibi. Sesler ve tahminler duyabiliyorum. 😂
Yani işin içine girildiğinde ticari bir döngüye takıldığında ne oluyor? Ürettiğimiz web siteleri, mobil uygulamaları, ya da diğer ürünleri… Nasıl satılıyor? Fatura karşılığı ne? Bir hizmet ya da ürün olarak mı geçiyor? Kaç adet site/ uygulama mı yapmışsın diyorlar. Ya da kaç satır kod yazmışsın mı diyorlar?
İşte tam da bu nokta da kaynağını bilmediğim fakat üniversite zamanlarımızda Nesne Tabanlı Programlama dersine giren ve aynı zamanda bölüm başkanımız olan hocamız anlatmıştı da inanmamıştım.
Meğer yazılımın birimi metre imiş? 😂 Evet yanlış okumadınız METRE!
Şimdi bu olayın temelinin nereye ve ne zamana dayandığı ile ilgili detayları anlatayım. Sene 1992 yani 29 yıl önce memleketin köklü firmalarından olan NETAŞ ilk yazılım ihracatını gerçekleştiriyor. Yazılım dosyaları hazırlanıp paketlendikten sonra internetinde olmadığını düşünürsek bunu çanak anten sayesinde o zamanın çok iyi hızlarından hatta en iyi hızı diyebiliriz 128Kb/s ile İngiltere’ de ki bir firmaya uydu üzerinden gönderiyorlar.
Her şey bundan sonra başlıyor aslında! Nasıl mı?
Faturayı pullu posta ile yolladıktan sonra o dönem 2 milyon dolara anlaştıkları para geliyor. Aradan geçen 3-4 aylık sürede herhangi bir sıkıntı yok fakat peşine vergi memurları şirkete geliyor. Diyorlar ki, “2 Milyon dolarlık fatura yollamışsınız”. NETAŞ evet yaptık diyor. Para da ödendi kasaya da koyduk. Vergi memuru demesin mi; Ama mal çıkışı yok, bu hayali ihracat…
Bunun üzerine NETAŞ vergi memurlarını alıyor Ar-Ge ekibine gösteriyor anlatıyor durumu açıklıyor ve diyor ki; şu enter tuşuna basar mısın bi?. Vergi memuru da basıyor. Diyor ki şuan da 300Bin dolarlık ihracat yaptınız. Bunun da faturasını yollayacağız o da ödenecek. Vergi memuru şokkk… Adam suça ortak oldu sonuçta J Sonra daha da detaylı olarak 1- Yazılım Nedir? 2- Nasıl Yazılır? Diyip organize işlere atıfta bulunduktan sonra anlatıyorlar. İhrac etmesini uydu bağlantısını her şeyini…
Adamlar gayet anlayıp ikna olduktan sonra; İyi de aga mal çıkışı olması lazım, mevzuat böyle. Diyorlar. Netaş tabi ki de pratik bir çözüm bulup diyor ki; biz bu yazılımı banda kaydedelim yollayalım. Vergi memurları da tamam diyorlar.
Yazılım 2 makaraya kaydedilip yollanıyor. Paketlenip gümrüğe yolladıktan sonra gümrük komisyoncusuna veriliyor. Komisyoncu gümrükte ihraç işlemlerine başlarken bir sorun daha. Gümrük memuru; Tırlar nerde? Komisyoncu diyor ki; Tır filan yok hepsi bu? Uzun bir tartışmadan sonra bu iki zarfın içinde ki makaralar 2 milyon dolar eder mi etmez mi? Mahkeme de son buluyor. Mahkeme de de uzun bir karar süreci geçtikten sonra deniyor ki; Evet. Baba bu makaralar 2 milyon dolar eder.
Sonrasında aynı komisyoncu aynı memura bu makara 2 milyon dolar eder kararı ile gidip ihraç işlemini gerçekleştiriyor. Ancak tekrar işlem sırasında ihraç malının birim fiyatı, miktarı ve toplam fiyatının girilmesi gerekiyor. Mevzuat öyle. Kanunun karşısında hepimizin boynu kıldan ince İş artık daha da uzamasın diye zarfın içinde teyp bandı var bir makara da kaç bant var diye bakmışlar ölçmüşler ve makarası 1000 metre den 2000 metre yazılım ihraç etmişler. NETAŞ’ I tabi ki de bu yazılımı yapıp, pazarlayıp, satması açısından değil, ülkeden başarılı bir şekilde çıkarmasını ve ülkeye bir ilki getirmesini kutluyoruz. 😂
İşte böyle Yazılımın birimi METRE oluyor böylece 😂 Yani ne Byte, ne MegaByte, Ne de GigaByte ne de farklı bir şey. METRE
